Tütün, yapraklarında tanen, zamk, nişasta, reçine ve nikotin alkoloidi denen (alkole benzer madde) kimyasal maddeler bulunduran bir bitkidir. Tarımda böcek öldürücü olarak nikotin sülfat tuzları kullanılır. Bir paket sigarada bulunan NİKOTİN bir insana damardan verilse insanı öldürür.Zaten bu işin ciddiyetini ortaya koymaktadır.
Tütünün ana yurdu Amerika’dır. Kuzey Amerika’da, Meksika’da, ve Haiti’de yerliler tapınaklarda tütünü yakarak dumanını çekerler ve tedavi amaçlı kullanırlardı. Amerika’nın keşifinden sonra Kristof Kolomb ve arkadaşları 1511 yılında tütünü Tabaccos (Petrus) adıyla İspanya ve Portekiz’e soktular. 1560 yılında da Fransa büyük elçisi Jean NİCOT Fransız sarayını şifa verici bitki olarak tütünle tanıştırdı. Tütün Fransa’dan sonra, Almanya’ya oradan da bütün dünyaya yayıldı. Bilim adamları Jean NICOT sebebiyle tütünün içindeki zehirli maddeye NİKOTİN adını verdiler.
Tütün ülkemize Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1601 yılında İngilizler tarafından İstanbul’a getirilmiş ve bazı göğüs hastalıklarına iyi geldiği söylentisiyle kullanımı yaygınlaştırılmıştır. Çeşitli dönemlerde caiz değildir denerek fetvalarla dinen yasaklanmışsa da yayılması ve alışkanlık halini alması engellenememiştir.
Sigaranın içindeki zehirli maddeler
Sigara ölümcül hastalıklara yakalanma riskini artırmaktadır
Sigara ölümcül hastalıklara yakalanma riskini artırmaktadır
Bunlar kanserojen maddelerdir ve en tehlikelileri arsenik, benzin, kadmiyum, hidrojen siyanid, toluen, amonyak ve propilen glikoldur. Örneğin; siyanid kesinlikle öldürücü bir zehirdir. Genel olarak bilinen maddelerden birkaçı;
* Polonyum - 210 (kanserojen),
* Radon (radyosyon),
* Metanol (füzeyakıtı,
* Toluen (tiner),
* Kadmiyum (akü metali),
* Bütan (tüpgaz),
* DDT (böcek öldürücü
,
* Hidrojen Siyanür (gaz odaları zehiri),
* Aseton (oje sökücü
,
* Naftalin (güve kovucu),
* Arsenik (fare zehiri),
* Amonyak (tuvalet temizleyicisi) ,
* Karbonmonoksit (egzoz gazı,
* Nikotin
* ve 3.885 toksik madde.
Sonuç olarak ciğerlerde oluşan Katran (asfalt)’dır.
Sigaranın vücuda zararları
İzmarit kirliliği; sigaranın çevreye verdiği zararlardan biri.
İzmarit kirliliği; sigaranın çevreye verdiği zararlardan biri.
Sigara kullanımı ölümle sonuçlanabilir, ayrıca birçok organ üzerinde ve genel olarak tüm insan vücudunda sistemli zararlara yol açar.
* Diş ve dişeti hastalıkları
* Kulak-burun-boğaz rahatsızlıkları, bu bölgelerde kanser riskinde artış
* Kalp ve damar hastalıkları, yüksek kan basıncı, damar tıkanıklıkları
* Beyin hücrelerinde tahribat
* Katarakt riski
* Solunum rahatsızlıkları
* Mide rahatsızlıkları
* Hamilelerde erken ve yetersiz gelişmiş doğum
* Cinsel rahatsızlıklar, iktidarsızlık
* İnsanlarda sakatlık
* kalp kanseri
* cildi thriş ederek hastalıklara sebep oluyor
Pasif içicilik
Sigara dumanı, pasif içicilik yoluyla diğer insanları da etkiler.
Sigara dumanı, pasif içicilik yoluyla diğer insanları da etkiler.
Sigara kullanan kişilerin bulunduğu ortamlarda bulunan kişiler edilgen (pasif) içici olarak adlandırılır ve sigaranın zararlarından etkilenirler. Sigarayı içen kişilerden daha çok zarar görürler.Sigarayı ağıza vurmadan da yani soluyarak ciğerlerimiz tahriş olur….
İslam dini ve sigara
Sigara XV. yüzyıldan itibaren yeni dünyadan İslâm dünyasına da sirayet etmiş, sigara alışkanlığının toplumda yayılmaya başlamasıyla birlikte sigara içmenin dinî hükmü, dinen sakıncalı olup olmadığı da tartışılır olmuştur.
Sigara, on dört asırlık fıkıh tarihi içinde nisbeten yeni bir mesele olduğundan ilk devir müctehidlerinin konuyla alâkalı görüşünün bulunmayacağı açıktır. Çağdaş sayılabilecek son dönem İslâm bilginleri de sigaranın dinî hükmü konusunda üç gruba ayrılmışlardır.
* Sigaranın zararlarını bilmeyen veya önemsemeyen bir grup bilgin, tütün kullanma (pipo, nargile vb. de dahil), sigara içme hakkında dinde açık bir hüküm bulunmadığını, şâri‘ tarafından açık bir yasak gelmediğini ileri sürerek sigara içmenin mubah olduğu görüşünü ileri sürmüştür.
* Diğer bir grup İslâm bilgini ise, sigara içmeyi doğru bulmamakla birlikte, “haram” da diyemedikleri için “mekruh” olarak nitelendirmişlerdir.
*Üçüncü bir grup ise, sigara içmeyi, özellikle tiryakilik derecesinde sigara alışkanlığını sağlık açısından zarara ve ekonomik yönden israfa yol açtığı, nafaka yükümlülüğünü ihlâl ettiği gerekçesiyle “haram” saymışlardır.
Bu itibarla sigara hakkında muhtemel fıkhî hükmü, belli açılardan ele alıp tartışmak ve çıkan sonuca paralel bir değerlendirmeye gitmek gerekmektedir.
* Zarar: Sigaranın zararsız olduğunu söylemek, artık bugün ilmen ve tıbben imkânsız olduğuna göre, konunun dinî yasaklar çerçevesinin tamamen dışında düşünülemeyeceği şüphesizdir. Bilim adamları sigaranın ihtiva ettiği nikotinin ve sigara dumanının bünyede kanserden, sinir sistemlerinde bozukluğa kadar bir dizi zarar ve hastalığa yol açtığından söz etmektedir. Kur’an’da, “Kendinizi elinizle tehlikeye atmayın…” (el-Bakara 2/195) buyurulmuş, Peygamber de, “Ne doğrudan zarar verme ne de zarara zararla karşılık verme vardır” (İbn Mâce, “Ahkâm”, 17; el-Muvatta’, “Akzıye”, 31) diyerek bir kimsenin kendine ve başkalarına zarar vermemesinin temel bir dinî ilke olduğunu vurgulamıştır. Sigaranın hem içene hem de çevresinde bulunan kimselere zarar verdiği göz önüne alınınca hem Allah hakkının hem de kul hakkının birlikte ihlâl edildiği söylenebilir.
* İsraf: İsraf malı boş yere harcamaktır. Kur’an’da, “Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz” (el-A‘râf 7/31) buyurulmuş, Resûl-i Ekrem de daima mutedil, ölçülü davranmayı emretmiş, malın boşa harcanmasını yasaklamıştır. Sigara için yapılan harcamanın, sigara bağımlısı şahsın bu bağımlılığı göz önünde bulundurulursa israf olmayacağı, hatta önemli bir bünyesel ihtiyacının karşılanması sayılabileceği görüşü -harcama boşa olmanın ötesinde zararlı da olduğu için- tutarlı değildir. Harcama yapan kişinin zengin olması da bu harcamanın israf olmasını önlemez.
* Nafaka Yükümlülüğü: Aile reisi erkekler eşinin, çocuklarının ve aile fertlerinin, muhtaç yakınlarına bakan erkekler de onların nafakalarını karşılamakla yükümlüdür. Böyle bir malî yükümlülük altında bulunan kimselerin nafaka yükümlülüğünü aksatacak şekilde sigaraya para vermesi de dinî olduğu kadar insanî ve ahlâkî açıdan da kabul edilemez bir durumdur.
Sigara içmenin fıkhî hükmü başta zarar, israf ve nafaka yükümlülüğü olmak üzere çeşitli açılardan ele alınabilir. Böyle olunca sigara içmenin hükmü hakkında kesin ve genel bir hüküm vererek “haram” demek yerine, bu konuda bu açılardan bazı ayırımlar yaparak farklı durumlarda farklı hükümler vermek, her bir durumu kendi şartları içerisinde değerlendirmek daha doğru görünmektedir.
Hem içene hem de o ortamda bulunan şahıslara ve çevreye verdiği zararlar, israf ve hakların ihlâline yol açabileceğinin kuvvetle muhtemel olması dikkate alınarak, sigara içmenin kural olarak dinen “harama yakın mekruh” sayılması gerekir. Ancak bedene verdiği zarar ilmen ve tıbben açıklık ve kesinlik kazanmışsa, açık bir israfa ve kişinin nafaka yükümlülüğünü etkileyip aile fertlerinin ve bakmakla yükümlü bulunduğu kimselerin nafakasını kısmasına yol açıyorsa, zorunlu harcamalardan ve aslî ihtiyaçlarından bile fedakârlık yapmaya zorluyorsa, o takdirde sigara içmenin dinen de “haram” olduğu söylenebilir.
Dinler açısından sigara
Hristiyanlık’ta
Hristiyanlıkta ancak bazı ayetlere göre sigara içmenin doğru olmadığı anlaşılmaktadır.
* Stres atmak için sigara içmeye gerek yoktur anlamı çıkan ayette size barışı ve huzuru veriyorum;o halde kalbiniz sıkışmasın ve korku dolmasın benzeri ifade yer alır.
* Sigara içmenin doğru olmadığını gösteren ayette İsa Mesih’in ağzından yaklaşık olarak şu ifadeler anlatılır İnsanın boyun eğdiği herşey onu köle eder; ben hiçbirşeyin kölesi olmayacağım.